Hakkımızda

Hikaye

Bulina Ailesi

Devvil ve Abraham Bulina 1900’lü yıllarda İzmir’de yaşayan varlıklı bir ailedir. Devvil Bornova’da karısı Eva, oğlu Izak ve kızı Cyrla ile yaşamaktadır. Abraham ise Alsancak’ta karısı Samara ve kızı Amelia ile yaşamaktadır. İki kardeş de doktordur. Abraham anatomi, Devvil ise psikoloji ile ilgilenmektedir. Aile aynı zamanda ticaret ile uğraşmaktadır. Izmir’in çesitli yerlerinde hastane, otel ve tıbbi eğitimi veren okullara sahiptirler.
Eva Bulina

1918 yılının sonbaharında Eva bir doğa gezisinde kaybolur. Bütün aile yıllarca arar ama ne ölüsü ne de dirisine rastlanamaz. Aradan yıllar geçtikçe Devvil içine kapanır ve Temmuz 1922’de o da kaybolur. 6 ay boyunca kimse Devvil’dan haber alamaz fakat 6 ay sonunda tanınmaz halde Eva’nın kaybolduğu ormanda açlıktan ölmek üzereyken bulunur. Döndükten sonra sürekli Eva’nın yaşadığını iddia eden fakat farklı bir boyutta oldugunu söyleyen Devvil eve kapanıp kendini dine verir. Bu sırada çocukları Izak ve Cyrla Abraham’ın evinde yaşarlar ve babaları ile görüşmezler.

Devvil ve Amelia Bulina

Bir gün Abraham kızı Amelia ile birlikte Devvil’e yemek götürmek üzere evden çıkar fakat akşam geri gelmez. Durumdan endişe duyan Samara, Devvil’in evine gider. Eve girdiğinde Abraham’ın baygın ve bağlı olduğunu görür. Ardından Devvil ve Amelia’nın cesedi ile karşılaşır. Bu trajik olayın neden ve nasıl olduğu hiçbir zaman anlaşılamaz fakat kesin olan Devvil’ın, yeğeni Amelia’yı şeytani bir ayin ile katlettiği ve bahçeye gömdüğüdür. Bunun sonucunda bütün aile dağılır. Abraham kendini Alsancak’ta kendine ait olan akıl hastanesine kapatır. Çocukları Izak balçova’da bulunan bir yurda yerleştirilir. Cyrla Buca’da bulunan bir eve yerleştirilir. Samara ise Karşıyaka’da kendine ait bir yetimhaneye yerleşir.

Abraham Bulina

1940 lara gelindiğinde Abraham 67 yaşında iken komşularının farketmesi sonucu evinde ölü olarak bulunur fakat daha acı olan evde 4 tane de çocuk cesedi bulunmasıdır. Araştırmalar sonucu evdeki çocukların 4 ile 5 yıldır oradan hiç çıkmadıkları ve son 2 senedir çok ağır deneylere maruz kaldıkları ve ileri seviyede işkence gördükleri ortaya çıkar.

Samara Bulina

1944 yılının ekim ayında Samara’nın sahip olduğu yetimhanede büyük bir yangın çıkar. Yetimhanede ki herkes feci şekilde can verir ve kimse kurtulamaz. İtfaiye ekipleri yetimhaneye girdiğinde anlam veremedikleri nesneler ve şeytani büyü malzemeleri bulurlar fakat dahada ilginç olan Samara’nın cesedi hiç bir yerde bulunamaz.

Azor Bulina

1949 Ağustos ayına gelindiğinde İzmir’in Buca ilçesinde bir buçuk ay içersinde 24 tane çocuk kaybolur. Halk haftalarca korkudan çocuklarını sokağa dahi çıkaramaz. Polislerin yoğun soruşturmasına rağmen kayıp çocuklar bulunamaz. Fakat bu sırada ilginç bir şekilde kaybolma olayları biter. Olaylardan 2 ay sonra, 22 Ekim’de Buca karakoluna Azor isimli bir adam, kanlar içinde teslim olur ve verdiği ifadeden sonra tüm cinayetler korkunç bir şekilde ortaya çıkar. Azor evinde 24 tane çocuğu katledip Aden isimli bir çocuğa izletmiştir ve Adeni öldürmemiştir. Uri’nin evinde işkence ve ayin odaları bulunur. Çok daha acı olan ise bahçede katlettiği 24 çocuğun mezarı vardır. Emniyet güçleri Azor’un bu katliamı neden yaptığını ve daha sonra neden teslim olduğunu hiç bir zaman açıklamaz. Resmi açıklamada Azor’un sadece Ruhsal problemleri olduğu ve bundan kaynaklı cinayetleri işlediği açıklanır.

Gabriel Bulina

1973 yılında Bornovada’ki bir kiliseden çığlık sesleri gelmesi üzerine kiliseye polis girer. Kilisede yanmış iki çocuk bedeni ve kendini asmış bir rahibe bulunur. Bu olay hiç bir zaman çözülemez ve bir açıklama getirilemez.

Cylra Bulina

1960’nin Ocak ayında Cylra’nın bakıcısı ile yaşadığı eski aile evinden bir çığlık sesi gelir. Çevredeki insanlar eve girdiklerin de Cylra’nın bakıcısı Yasmin’in kendini astığını görürler. Cylra ise hiç bir şey olmamış gibi odasında oyun oynamaktadır. Cylra’dan neler olduğunu öğrenmeye çalışan polisler günlerce hiç bir şey öğrenemez, çünkü Cylra o günden sonra hiç konuşmaz.

Izak Bulina

Cylra olayından 5 gün sonra Izak’in kaldığı yurtta gorevli bir hademe sabaha karşı cinnet geçirir. Yurtta ki 15 i cocuk 3 ü personel toplam 18 kisiyi öldürür ve kendini 4. Kattan aşağıya atarak intihar eder. Bu olayda da Izak’in cesedi tüm aramalara rağmen bulunamaz. Yurt kalıcı şekilde kapatılır ve bir daha asla açılmaz. Fakat daha da ilginç olan aynı gün gözetim altındaki Cylra’da kaybolur. Tüm aramalara rağmen Izak ve Cylra bulina bir daha bulunamazlar. Bu olaylar zinciri Izmir’de Bulina laneti olarak bilinmektedir ve olayların yaşandığı Bornova, Alsancak, Karşıyaka, Balçova ve Buca’da ki bölgelerde hala Bulina Ailesini gördüğünü iddia eden yüzlerce insan vardır.

Aden Dravos

1965 yılında çevrede oturan insanların ihbari üzerine polis bir eve baskın yapar. Evde bir çok işkence aleti ve çürümüş insan parçaları bulunur. Evin Aden Dravos a ait olduğunu öğrenilir. 1949 yılında işkenceye maruz kalan ve ilerleyen yıllarda da psikolojisi bozulan Aden Dravos hiç bir zaman bulunamaz.